İşin özü, ne olursa olsun yazıya geçirmek ve kaydetmek güzel bir haslettir. İnsanoğlu çok “kayıtçı” bir varlık aslında, artı eksi her şeyi bir şekilde kaydeder, çoğunlukla zihnine elbette. Duruma ve koşullara bağlı olarak günü ve zamanı geldiğinde, bütün bu kayıtları parça parça veya bütün halinde bir şekilde kullanır veya kullanmaz, biraz kişiye göre de değişir bu sanki. İnsanın o mütekabiliyetçi tarafının en açık izdüşümü gibidir bu.
Bunlar “Şabaş Defteri” sayfaları değil ama bizim “Kanatlı”nın not defterlerinden; biri 1 Eylül 1982 tarihinde Gaziantep şehir merkezinde, Saçaklı Mahallesi’nde ilk kez ev kiraladığı günü gösteriyor. Bir diğeri, gene 1980’li yıllarda mercimek yolmasında arkadan tırmık çekenlerin yevmiye hesabını tutuyor. Birine de tütün ve defter alış verişi not edilmiş; 7 kg tütün kendine ve 15 adet defter de okuyan çocuklar için satın alınmış olmalı. Not edilen isimlerden bazıları; Şıhov, Misov ve Cumov, işte bizim hikâye kahramanları…
Hülasa not almak iyidir, ne olacağı, neye yarayacağı hiç belli olmaz, zira insan kelimesi unutan demekmiş…
Bunlar “Şabaş Defteri” sayfaları değil ama bizim “Kanatlı”nın not defterlerinden; biri 1 Eylül 1982 tarihinde Gaziantep şehir merkezinde, Saçaklı Mahallesi’nde ilk kez ev kiraladığı günü gösteriyor. Bir diğeri, gene 1980’li yıllarda mercimek yolmasında arkadan tırmık çekenlerin yevmiye hesabını tutuyor. Birine de tütün ve defter alış verişi not edilmiş; 7 kg tütün kendine ve 15 adet defter de okuyan çocuklar için satın alınmış olmalı. Not edilen isimlerden bazıları; Şıhov, Misov ve Cumov, işte bizim hikâye kahramanları…
Hülasa not almak iyidir, ne olacağı, neye yarayacağı hiç belli olmaz, zira insan kelimesi unutan demekmiş…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder