Dr. Göksel Tiryaki'nin Barak Kitapları |
Eskiden en az iki gün süren köy düğünlerinde, abdallar sabah erkenden ahali toplanana kadar düğün evinde (yakınında, dam başında veya bir duvar kenarında) 'nobat'a (nöbet) durup uzun uzun ağır havalar çalarlardı. İşte bu hava da, o eski ağır havalardan biri olmalı. Şahan, "Kesik Kerem" dedi bu ezgiye ama bir başkasının merhum Paşa'dan duyduğunu söylediği "Deli Abdalın Karıştırması" şeklindeki yakıştırma adı da hoşuma gitti doğrusu:
Yine Şahan diyor ki Ceren, İsa Balı ve Bey Mayıl türkülerinin ezgileri aslında aynı:
Bey Velet:
Yumma:
Ali Paşa:
'Garıp':
Bu sefer 'Boz (Yarı Olgun) Antep Fıstığı' zamanı, bir Ağustos günü çağırdım Şahan'ı köye...
Sakın unutma, bu topraklar hiç kolay yurt olmamış!
İskân:
"Hanı o eski beyler, nicoldu (nerede)?":
"Kılıçoğluyum der ki tarikatta yerim var,
El âlem içinde de namus gayret ârım var,
Hacı Bektaş derler pirim var,
Hey ağalar da malumatım alır; ser,
(Hey ağalar melâmeti mal örter)
Tavlada beygirler var, uyluğun tartar..."
Kılıçoğlu:
Hacı Bektaş derler pirim var,
Hey ağalar da malumatım alır; ser,
(Hey ağalar melâmeti mal örter)
Tavlada beygirler var, uyluğun tartar..."
Kılıçoğlu:
"Amanın bir haber salsam da aşirete,
Tez gelir mi ola
Dumana oğlum Muhammedim dumana..."
Dumana (Topal Abdo Türküsü):
Şahan, 'Yanık Kerem' diye ünlenen Barak türküsünün aslında Haco Gelin'in ezgisine çok benzediği söylüyor.
Haco Gelin: