10 Temmuz 2018

Şebellâh (Kapari) Toplamak


Şebellâh (Kapari)

Şebellâh (Kapari)

Gel, 'şebellâh'lar (kapariler) çiçeklendiğinde, garbı yelinin urgu (önü) süre, bozkırın düzüne, toprağın hasına...

Ama bozkır 'şebellah'tır (kapari) işte biraz; bodur, sarı kanca dikenli, yabansı, derin ve sapasağlam köklü, inatçı, faydalı tomurcuklu, bembeyaz zarif çiçekli, içinde kurşuni sayısız minik tohumlu kıpkırmızı yumru meyveli... Bunu, polene bezenmiş bir arıdan daha iyi kim bilebilir; kıraç toprağın nimete bürünmüş hâli gibidir, pek kimsenin umursamadığı ama her yanı sarmış şebellahlar...
Şebellâh (Kapari)
Şebellâh (Kapari)

Çorak ve kıraç bozkırda, şebellâh (kapari) gibi dikenli ve bodur bir çalı bile o bildiğimiz narin koyu yeşil tomurcuklarından çok zarif beyaz çiçekler açar ve böylesine kıpkızıl içli yumru meyveler verir ayrımsız herkese, hülasa "yakın" olduklarını herkes sever sayar, "uzak" olduklarınla aran nasıl asıl...
Şebellâh (Kapari)
Şebellâh (Kapari)

'Garıp, Bir Zamanların Barak Ovası Hikâyeleri' kitabımızdaki Necip isimli öyküden alıntıdır:

Şebellâh (Kapari)
"...
Şebellâh (Kapari)
Çocukken yazları şebellâh (kapari, keber) toplardık. Hayatımızda paraya doğrudan ulaşabildiğimiz ve paramızı istediğimiz gibi harcayabildiğimiz bir deneyim sundu şebellâh toplamak. Bir gün köye, İzmir'de yerleşik bir firmanın Gaziantep'teki temsilcileri geldi. Barak Ovası'nda çokça yetişen şebellâhın, Batılı ülkelerde hem ilaç sanayi hem de sair kullanım alanları için kıymetli olduğunu söylediler. İspanyol bir şirketin bu ürünleri alacağını söylediğini, toplanan şebellâhları bıraktıkları büyük mavi bidonlara konulmasını ve içine ara ara sadece tuz atılmasını istediler. 1980'li yılların ortası gibiydi. Böylece bizim muhitte, çoluk çocuk için yeni bir meşgale çıkmış oldu. Belli bir yaşın altındaki hemen herkes şebellâh toplamaya başladı köyde.
Şebellâh (Kapari)
Şebellâh (Kapari)

Dikenli ve bodur bir bitkidir şebellâh. Küçük, sarı ve kanca şeklinde dikeni olur. Toplanan şebellâh tomurcukları işte böylesi iki dikenin arasında çıkan çok kısa ve zayıf yeşil uzantılarda olur. Dolayısıyla çok zarif bir beyaz çiçek açan bu sık şebellâh tomurcukları hızlı şekilde toplanırken, ikide bir bu kanca biçimindeki dikenler parmaklara geçer. Toplaması biraz zahmetlidir. Ama tüm mesele budur. Yabani bir bitkidir. Beyaz ve zarif çiçekleri açıp kuruduktan sonra, her çiçeğin tam orta yerinden yumru şeklinde çok ilginç sert bir meyvesi çıkar. Bir müddet sonra, bu yeşil sert oval biçimindeki yumru meyve yarılır, kan kırmızısı o canlı kızıllığın içinde, kurşuni renkte minicik yuvarlak tohumları belirir. İşte şebellâhın bu tomurcuğu, çiçeği ve meyvesi, şifa niyetine çok eskiden beri, Barak’ta türlü şekillerde tüketilir. Kimi acısına aldırmadan taze taze ısırır, bazısı kaynatır ve suyunu içer, kimileri de o kan kırmızısı tatlımsı meyvesini somurur. Yabanda yazıda, özellikle fazla bakım yapılmayan kıraç arazilerde bolca olurdu. Yani, öyle ilave bir yetiştirme masraf ve emeği gerektirmiyordu. Kilo hesabı satılırdı. Köylük yerde, sadece doğal olarak yetişen bu yabani bitkinin, biraz meşakkatli şekilde toplanması yanında, tomurcuğu hiç fena para etmiyordu çoluk çocuk için. Günde birkaç kilogram toplayabilen bir çocuk için iyi bir harçlık imkânıydı şebellâh. Belki yetişkinler için önemsiz sayılabilirdi bu tutar, ama biz çocuklar için cazip bir gelir elde etme fırsatıydı gerçekten. ..."
Dr. Göksel Tiryaki'nin Barak Kitapları

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...