28 Eylül 2018

Barak Üçlemesi

Barak’a ilişkin ilk basılı eserim Seydimen’de, daha çok 1980 ve sonrasını, kişisel gözlemlerim eşliğinde işlemeye çalışmıştım. İkinci kitap Garıp’ta ise daha çok, Barak Ovası'nda 1950 sonrası gelişmeleri ve yaşanan dönüşümü anlatmaya teşebbüs ettim. Feriz Bey ile de 1600’lü yıllarda başlayan büyük Barak göçünü ve akabinde gelişen olayları, Barakların yüzyıllarca süren toprak arayışını, iskân edilmesini, tekrar tekrar dağıtılmasını ve yerleşik düzene geçme çabalarını hikâyeleştirmeye giriştim. Dr. Göksel Tiryaki

Dr. Göksel Tiryaki'nin Barak Kitapları

22 Eylül 2018

Feriz Bey, Barakların Göç ve İskân Hikâyeleri


Ön Söz

Bu kitap ile “Barak Üçlemesi” tamamlanmış oluyor. Barak’a ilişkin ilk eserim Seydimen’de daha çok 1980 ve sonrasını işlemeye çalışmıştım. İkinci kitap Garıp’ta ise daha çok 1950 sonrası gelişmeleri ve dönüşümü anlatmaya teşebbüs ettim. Feriz Bey ile de 1600’lü yıllarda başlayan büyük Barak göçünü ve akabinde gelişen olayları, Barakların yüzyıllarca süren toprak arayışını, iskân edilmesini, tekrar tekrar dağıtılmasını; özlemlerini, ayrılıklarını ve yerleşik düzene geçme çabalarını hikâyeleştirmeye giriştim. Kitap, beş ayrı karakterin ismiyle anılan beş farklı öyküden oluşmakla birlikte çok daha fazla sayıda kişi ve olayı barındırmaktadır. Kitaptaki ilk hikâyemiz “Feriz”, hem tarihi arka planın açıklanması maksadıyla hem de geçmiş olayların gelişimi itibarıyla diğer öykülere göre daha uzun solukludur.

Baraklar, takriben 17. yüzyılda, Orta Asya’dan Anadolu’ya en son gelen Türkmen boylarından biridir. Şimdilerde bilinen en geniş toplulukları, adını verdikleri Gaziantep ili sınırlarındaki Barak Ovası’nda (Barakeli: Nizip, Oğuzeli, Karkamış ilçeleri) mukimdir. Öte yandan, Barakeli’ndekilere ilave olarak Türkiye’nin dört bir yanına dağılan Barakların haricinde, Suriye’de kalanlar veya İran’a geri dönenler de olmuştur. Yalnız yeri gelmişken şu hususu açıkça belirtmekte fayda görüyorum: Bu bir tarih kitabı veya tarihçe değildir. Şüphesiz kitapta anlatılanlar özellikle sözel kültürden ciddi biçimde beslenmiştir. Bilhassa bahis konusu edilen geçmiş kişiler ve olayların akış silsilesi yönünden sözlü kültüre dayalı tarihi arka plana uymaya azami ölçüde gayret edilmiştir. Fakat hadiselere, ne tarihsel bir bakış açısıyla ne de herhangi bir tarihi olayı doğrulama kaygısı ile yaklaşılmıştır. Kısacası öyküler tamamıyla kurmaca ve hayal ürünüdür. Yalnızca, bugüne değin tam olarak hikâyeleştirilmemiş büyük Barak göçü ve Barakların vatan arayışı, hasreti ve yerleşik düzene geçme çabaları, kimi özel ve hayali karakterler üzerinden kaleme alınmak istenmiştir.

Dr. Göksel Tiryaki
Beşiktaş, Mart 2018

Barakların Göç Güzergâhı

21 Eylül 2018

Davar Yaymak

Kuzu
Kalkım Köyü - Suriye
Davar Yaymak
Kalkım Köyü - Suriye
Barakeli'nde hayvan otlatmaya böyle denir, baharda özellikle bu tür yeşil arpa tarlalarında kuzu (körpe) veya davar yaymamış bozkır uşağı yoktur sanırım, bir zamanlar en önemli uşak vazifesiydi bu. Bundan olacak; hiçbir bozkır uşağı yoktur ki kuzu ve oğlak kadar ona sevimli, temiz ve cana yakın başka hayvanlar olsun.

Gerçi şimdi artık herkes şehirli oldu. Hayvan beslemek hiç cazip değil. Köylerde yine tek tük insana rastlanıyor ama kedi köpek dışında pek hayvan kalmadı maalesef. Konuya uygun fotoğrafları Suriye tarafında, henüz fazla bozulmamış Barak köylerinde (Kalkım Köyü) bulmak mümkün oluyor böyle.

Katmer

Biraz malzeme israfını andıran abartılı katmerlere hiç gerek yok bence. Gaziantep - Barak'ın unu, zeytinyağı ve antep fıstığı kesmik (yakacak) ateşinde, saçta, basit ve doğal şekilde öylesine güzel katmere dönüşüyor ki mesela.
Katmer
Katmer
Katmer

Âcür ve Hıta

Âcür Dolması
Hıta
'Âcür' der Barakeli'nin insanı dolması olana. Salatalık ve kabak arası bir sebzedir. Ancak çok ince beyaz tüyleri vardır üzerinde. Kendine has bir kokusu ve tadı olur. Taze de tüketilir tıpkı salatalık gibi, kurutularak da kullanılır aynı kabak gibi. Bana göre, kurutmalık ile yapılan dolmaların en iyilerindendir, patlıcanı da kabağı da geçer, kırmızı biber kurutması ile yarışır.

Daha çok turşularda kullanılması ile bilinen biraz sertçe, açık yeşil, kıvrımlı ve uzun sebzenin adı ise 'hıta'dır. Rengi kızıla çalan toprağında yetiştiği Barak Ovası'nda, tıpkı salatalık gibi veya onun yerine tüketilir.

Yağlı Sörme

Barak'ta yaz mevsiminin en revaçta yemeklerindendir. Közlenmiş patlıcanın, sarımsak eşliğinde kıyılıp tereyağında köy yumurtasıyla muhteşem birleşimidir.
Yoğurtlu Patlıcan Közleme
Yumurtalı Patlıcan Közleme 


Mercimekli Bulgur Pilavı

Bütün kırmızı mercimekle yapılan bulgur pilavı, bir Barak klasiğidir. Şimdi Türkiye ihtiyacını karşılayamıyor ama Barak'ta, eskiden mercimek en önemli tarım ürünlerinden biriydi. Bu sebeple çok farklı biçimlerde tüketilirdi.
Mercimekli Bulgur Pilavı
Mercimekli Bulgur Pilavı

Küfte

Mercimek Küftesi
Etlisi, etsizi, sadeyağlısı, tereyağlısı, zeytinyağlısı, mercimeklisi, yumurtalısı, domateslisi... Köftelik bulgur (simit denir) çeşit çeşit 'küfte'ye dönüşür Barak'ta, hepsinden öte 'küfte yoğrulması' tüm aşamalarıyla bir muhabbet vesilesi, lezzetli bir gün ortası meşgalesidir.
Etli Küfte
Mercimek Köftesi
Etli Köfte

Zeytin Piyazı

Güzel zeytinyağı olur Barakeli'nin zeytini ile. Bir de kırmasını yaparlar yeşilken böyle. Sadece su ile tatlandırırlar. Bu kırma zeytinin piyazı da bir başka olur elbette. "Pipaz" der tabiî buna yöre insanı...
 
 
   
Zeytin Piyazı

Kocabaş

Barak Ovası'nda kocabaş yaz mevsiminde olgunlaşır. Bu arada, elbette 'Şekerahmet' gibi farklı isimlendirmeler olabilir, ben bizimkini yazdım. Sivri dikenleri olur. Ancak bu dikenler ve muhteşem renkli kısmı ayıklandıktan sonra mini bir enginarı andıran bir görüntü ortaya çıkar. Çiğ yenilebilir. Kıtır kıtırdır. Lezzetlidir bence. Fakat kokusu, sanırım en etkileyici yanıdır. Çorak toprakların enteresan bir yabani bitkisidir kocabaş.
Kocabaş Bitkisi
Kocabaş Bitkisi
Kocabaş Bitkisi
Kocabaş Bitkisi


Deşti Karpuzu

Barak Ovası'nın hey gözünü sevdiğimin o kızıl renkli toprakları, deştisinde (sadece yağmur suyuna dayalı tarım) bile neler bitmez ki! Genç antep fıstığı fidanlarının (şetil) arasına veya 'felhân'lara (nadasa bırakılmış tarla) böyle çekirdeklik karpuz ekilir. Seher vakti tarlada yarıp yemek de ayrı bir güzel olur.
Karpuz Tarlası
Deşti Karpuzu

19 Eylül 2018

Barak Ovası'ndaki Tiryakilerin Geçmişi


Barak Kitaplarımızın Linki
Tiryakioğlu Mehmet'e İlişkin Belge
Yaptığım araştırmalar sonucunda, Tiryakilerin Barakların çoğundan farklı olarak, Rakka haricinde, yaklaşık 200 yıl kadar önce 7-8 yıl süren bir Halep-Âzez sürgününe de maruz kaldığını anladım. Bu sürgün bazı idamlardan sonra meydana gelmiş deniyor. Sözlü kültürde çok farklı gerekçelere dayandırılıyor bu hadise. Ayrıntılar aşağıdaki söyleşilerimizde yer alıyor. Ancak hepsinde benim dikkatimi çeken temel husus, Barak'tan birilerinin şikâyetçi olması veya birtakım istihbarat vermesi... Bu idamların nedeni her ne ise sonuçta bugün Tiryakiler arasında Mehmet isminin bu kadar yaygın olması bir tesadüf değil sanırım. Kalanlar, âyel uşak ve çoluk çocuk, Halep-Âzez tarafına sürülmüş 1800’lü yılların başında. Bunu hem fotoğraftaki belge örneklerinden hem de Köyümüzün şu an en büyüklerinden olan Servet Emmi’nin beyanlarından anlamak mümkün:

Ayrıca Nohu’dan (Ayyıldız) Zübeyr Tiryaki Emmi’den de biraz detaylı bir şekilde benzer bilgiler aldım:

Yukarıda bahsettiğimiz idam olaylarına ilişkin Nohu'dan (Ayyıldız) Mamov Emmi de duydukları çerçevesinde çok önemli ve ilginç ilave bilgiler verdi:

Hem Mamov Emmi'nin yukarıdaki sözlerine, hem de Kurucahüyük'ten Sabri Emmi'nin aşağıdaki beyanlarına göre, işin özü en başta tahmin ettiğimiz üzere, civardakiler arasındaki rekabet ve çekememezlik gibi duruyor:

Yine Nohu’dan (Ayyıldız) Mehmet (Mamov) Tiryaki Emmi, hem Culab bölgesine ilişkin hem de Çiftlik (Çütlük) ve Eşme köyleri kökenli Tiryakilerin geçmişi hakkında bazı bilgiler verdi:

14 Eylül 2018

Ağaçaltı Kurusu

Barak'ın o bereketli ve deşti kızıl renkli topraklarının en harika ürünlerinin başında antep fıstığı gelir şüphesiz. Yalnız antep fıstığının kokusu, tadı ve rengi kadar bilinmez. Oysa hem o ağaçlardan süzülen sakızının, hem de ürünlerinin muhteşem kokusu olur. Hele bir de, fıstıklar olgunlaşırken doğal olarak toprağa düşüp toprak üzerinde tabii şekilde kuruyan ağaçaltı kurusu olur ki; hem tadı hem kokusu bambaşkadır.
Antep Fıstığı Ağaçaltı Kurusu
Antep Fıstığı Ağaçaltı Kurusu

Barak'ın Üzümleri

Çeşit çeşit üzüm olur Barak Ovası'nda; yerel isimleri ise "tâhnevî, hâtın parmağı, inek memeği, dumuşkû, gâra, künefe" ve üzümlerin şahı "hônnüsü" şeklindedir.
Hönnüsü
Künefe

Tâhnevi


Goruk
Üzüm Goruğu

09 Eylül 2018

Dürümün Ucundaki Ana Şefkati

Şimdilerde dürüm deyince, çoğu kişi kıyma kebabının (adana diye namlanmış maalesef!) lavaş ekmeğe sarılmasını anlıyor. Oysa "Dürüm yap!" bir yaşam biçimi bizim elde. Hâlâ da öyledir, Gaziantep'in neredeyse tüm ara sokaklarında türlü türlü dürümcü vardır. Gerçi son dönemde, sanırım daha ucuz ve kolay olduğu için tavukçular ile tırnaklı çarşı ekmeği revaçta.

Çeşit çeşit dürüm tepsileri olur. Et her zaman olmaz zaten, kebaba bir ziyafet gözüyle bakılır, yeri ayrıdır. Et dışında da hemen her katı gıda farklı dürüm malzemesi olur. Yabanda yazıda, evde dışarıda çoğu öğün muhtelif dürüm çeşitleriyle geçirilir. İnce yufka ekmeğe katık olabilecek hiçbir yiyecek yoktur ki dürümü sarılmasın Barakeli'nde. Şahsen, en çok ocağın közüne gömülüp pişirilen patates ve yumurtanın dürümünü severdim. Meğerse bir nevi "Kumpir Dürümü" yaparmış bizimkiler daha o zaman. Çocukluğumda karşılaştığım ve bu yufka ekmek dürümlerinin en ilginç tarafı ise bunları sarıp düren fedakâr anaların, dürümün uçlarını ısırmasıydı. Çünkü yufka ekmekli dürümlerin uçlarında katık olmazdı. Dürüm ucundaki küçük kuru ekmek parçalarını analar birer ısırıkla koparıp yerlerdi. Çocukları doğrudan katıklı kısma geçsin diye...
Kalkım Köyü - Kuzey Suriye
Kalkım Köyü - Kuzey Suriye

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...