19 Temmuz 2019

Taşra Anlatısı Nasıl Olmalı ve Şehirleşme Meselesi...

Kabul etmek lazım; taşra (köy diyelim) her anlamda sertliğin ve zorluğun açıktan ve doğrudan tecrübe edildiği bir ortam. Şehrin kavrayış ve estetiği olmadan ve özümsenmeden girişilecek bir taşra anlatımı veya güzellemesi biraz sakil durabilir. Bir nevi bir ölçüt gibi önce şehri deneyimlemek gerek kanımca. Elbette ne bazısı gibi taşrayı öcüleştirmeli, ne de kimisi gibi onu destanlaştırmalı, en iyisi ince bir duyarlılık ve seçicilikle olduğu gibi aktarmak. Ama bunun için hem iç hem de dış çevreyi iyi bilmek şart sanırım. Fakat bütün bunları anlatmak yetecek mi veya neyi çözebilecek?

Öte yandan ülke koşulları nedeniyle ne taşradan kopulabiliyor, ne de kurtulunabiliyor ondan. Hatta bütün sorunlarımız gelip oraya dayanıyor denebilir; şehirleşmeyi bir türlü tamamlayamadık maalesef.

Rusya ve Çin gibi ülkeler, geçmişte nice acı, baskı, kıyım ve zorlamayla büyük kır nüfuslarını eğiterek ve şehre bir şekilde kısmen de olsa adapte ederek Batı'ya kafa tutuyor şimdilerde. Onların yaptığı doğru veya makul diyemem. Zira, aslında en son gündemdeki şu trajik Uygur zulüm kampları da o eski Maocu geleneğin devamı herhâlde, kendilerince "medenileştiriyorlar"(!) zavallı yoksul Doğu Türkistan halkını. Fakat taşra nüfusunun kendi hâline bırakıldığı ülkelerin tecrübelerine ve geldikleri noktaya veya evreye ne diyeceğiz? Misal, diğer bir büyük nüfuslu ülke olan Hindistan, Rusya ve Çin gibi zorunlu bir şehirleşme gütmemiş veya öyle bir yöntem istememiş/benimseyememiş. Ama bugün Hindistan'ın en önemli sosyal sorunlarından biri insanların tuvalet ve tuvalet kullanım ihtiyacıymış mesela! Nedir bunun en makul yolu? Peki, kişilerin eğitiminin bile büyük sorun olabildiği bir dünyada, koca bir toplum nasıl şehirleşmelidir o zaman?

Not: Bu fotoğraf, "Garıp, Bir Zamanların Barak Ovası Hikâyeleri" kitabımızın arka kapağıdır.

Garıp, Bir Zamanların Barak Ovası Hikâyeleri

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...