28 Eylül 2020

Anadolulu


Mikail Tiryaki’ye… 
Ana doluyum ben,
Her parçam ayrı bir anadan
Her zerrem apayrı bir kökten, ahenkten…
En eski ortak şarkısıyım insanlık belleğinin,
En kadim yuvası, yurdu medeniyetin…
Eskitemediler hiçbir tarafımı bağrımı ezenler, sinemi delip geçenler
Eksilmediler dört bir yanımı oyan, budayan ve hevesleri hiç bitmeyen sergüzeştçiler
Her şeye rağmen kaldım yarına, sonraya bir nadide muştu gibi,
Tükenmez bir bakiyecesine…

İçinden çıktığım, sonra içimden çıkan toprağım, yalnız barınağım değildi,
Asıl ruhumun huzura erdiği mevki, makamdı oraları…
Oysa gönlümün coştuğu asıl diyar,
Gözümün kamaştığı uzak ufukta yatar ıpıssız, bir başına…
Seslendim, aradım taradım cihanı, bütün bedbahtlar çıksın istedim
Paylaşsınlar içlerindeki uslanmaz, dinmez yaraları, derinlerdeki ipince çaresiz sızıları,
Onca kara günlü ana doluyken
Ne içlerindekini ne derinlerdekini belli ettiler…
Sade, hoş bir seda bıraktılar kızıl kara toprağına sahipsiz bağrımın,
Daha yetişsin nice cevherler mümbit Anadolu’mda diye…
Çilekeş ama vefalı analarımın, yarından daha umutlu birer nişanesi olarak
Anadolulusu kalarak…

22.07.2019, Beşiktaş.

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...