17 Kasım 2013

The father and his children in the west side of the wall of their adobe (house) with a carpet's view...

From left to right; Mehmet (Baltalı) Tiryaki, Kadir (Hoca) Tiryaki, İsmet (Muhtar) Tiryaki, Mahmut (Hacı Mahmut Ağa) Tiryaki, Hanifi (Savcı) Tiryaki, Tahsin (Müdür) Tiryaki, Behiye Tiryaki, Kemal (Kâmil Kanatlı) Tiryaki... The time of 1949-1950's...

By the way, Kanatlı, Savcı, Müdür and Baltalı were below in October 2012...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Tercan TİRYAKİ:

Herhalde Ailenin ilk fotoğrafı bu olsa gerek. Bizim Eski Evin garbı tarafında (orada bir yüksek yer vardı) halılı duvarın önünde çekilmiş. Halı güzel desenli, Nenemin çeyizi herhalde. Dedem nedense bizim Mahmut'u çağrıştırdı bana, küçük Amcalar sarışın çıkmış, Ninemi almamışlar (Küçük bir halaya bakıyor olabilir). Güneşli bir günde çekilmiş, gözler kısık. Arap etekli çocuklar, Son üç hala henüz doğmamış gibi. Bilinenin aksine Dedem bir jön ve yakışıklı, bizi yaşlılığı kandırmış. Zaman her şeyi kandırmıyor mu zaten?

17 Kasım 2013, 10:36.

Tercan TİRYAKİ:

Benim çocukluğum Dedemle geçti. Yaşlılığında beraber fıstıkları gezmeye giderdik, yolda konuşurduk, arabayı aldıktan sonrada neredeyse Antep Nizip hep beraber gezdik, araba bekledim. Mahmile gidip beraber şekerlemeleri, lokumları ayıklardık. Nenem bile mahmile ulaşamazdı. İnsanların yaşlılığı, gençliği, çocuklu hali, bekarlığı hep farklıdır. Hayat deneyim aslında, ne kadar okuyup, ne kadar gezdiği, ne kadar insanla, çevreyle iç içe olduğuyla olgunlaşıyor, değişiyor insan. Dolayısıyla bu noktadan değerlendirmek doğru olmayabilir ama, Dedem gerçekten olgun, uzak görüşlü ve hesabını kitabını iyi yapan bir adamdı. Ağır Adamdı, lafının değeri vardı, boş konuşmaz, dinler ama sonra hükmünü verirdi. Eğitimi, Neneme olan nezaketi o zamanlar hep dikkatimi çekerdi. Nenemle de çok muhabbetim olurdu, eski zamanları anlattırırdım ona, yalnız fıstık toplarken onun seçtiği fıstıkları kendi önüme çekip daha çok fıstık topladım diye böbürlenince kızardı bana. Nenem hep kendini çok çalışkan göstermek isterdi (öyleydi de), son yıllarına kadar beraber bostanlara giderdik. Dedem aile için bağırırdı ama ben ondan fazla korkmazdım. Kimsenin bir şeyinde ne gözü vardı, ne de lafını ederdi. Doygun ve onurluydu. Sert görünümlü ama aslında duygusaldı. Odadaki muhabbetlerden çok espirisine şahit oldum. Aslında bugün hepimizde bazı özellikleri var. Dürüstlüğünü, onurunu yaşatan tüm torunlara sevgilerle...

24 Kasım 2013, 00:08.

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...