28 Şubat 2015

'Babana rahmet'

1999 yılının Kurban Bayramı'ndan...
Anadolu'da her yörenin olduğu gibi, Barakeli'nin de kendine has bazı deyim ve söz kalıpları var elbet. Bunlar arasında benim en çok sevdiklerimden bir tanesi, çoğu zaman "Babanga rahmet yorum!" şeklinde dile getirilen bu söz. Barak'da birine ufak da olsa yardımınız dokunsa, misal; 'bir tas su verseniz', basit bir teşekkür yerine, genelde bu ifadeyi duyarsınız. Aslında ataya hürmet yanında dini bir boyutu da var bu sözün sanırım. Hz. Peygamber'e (sav) atfen denilir ki: 'insanlar öldüğü zaman amel defterlerine işlenmeye devam eden üç durumdan biri de, geride bırakılan hayırlı evladın yaptığı güzel işlerdir'. Bu sözü ilk kullananlar bu gaye ile mi böyle söyledi bilinmez ama neticede Barak'ın hoş deyimlerinden biri olmuştur "Babana rahmet".

Rahmetli Babamın, benim ve daha başkalarının dikkatini çeken kendine özgü bir sözü de; "Hele gel hele gel, Saa bir cor söyliym"di... Birisine kendince önemli bir şey mi söyleyecekti, birinden bir şey mi isteyecekti, hep bu şekilde söze girerdi...

İnsan yazdıkça hatırlıyor da, bizim akraba köylerden Ayyıldız'dan (Nohu), rahmetli Edip (Tiryaki) Amca'nın da hoşlanmadığı bir söz ve yorum karşısında, yüzünü hafif ekşiterek: "Bre eyy herff!" deyişi vardı ki...

Ve daha pek çok kişiden muhtelif durumlarda duyulanlar:
"Ey ağam ey, tama biz ekmeği kulağımıza depmik mi?" (Tabii tabii, biz ne anlarız, değil mi?)
"Hele şu yüzüne de bakin mı?" (Utanmıyor musun?)
"Yuğalma, uçarsın!" (Şımarma!).

Şimdi hatırlayamadığım daha nice deyim ve söz kalıbı ('hanek', 'cor') da var elbette Barak'da...

Tüm bu deyim ve söz kalıplarını (bazen mimiklerin) neyi ifade ettiğini bilmeden cemaatlerde yapılan hasbihâlleri tam olarak anlamak neredeyse mümkün değildir.

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...