Bu sefer Aralık 1993, 'Kanatlı' bizim o eski kerpiç evin arkasında, bir yeğeninin düğününde hem halay başı hem de 'İsa Balı'yı söylüyor. Söylenceye göre İsa Balı bir demirci ustasıdır. Köroğlu'nun güzel kızını sever, kızdan da karşılık görür. Ancak kızın babası onaylamaz bu durumu. Kız haber gönderir İsa Balı'ya. Babası 500 atlı seçmiştir onu öldürmeleri için ve buralardan gitmesini ister ondan. İsa Balı kıza cevap verir:
"Beş yüz değil, bin daha seçsinler, ölür de gitmez İsa Balı bu elden..."Görüntü kalitesi pek iyi değil, yer yer de bozulmalar olmuş ama ses kalitesi iyi ve hele ortam muhteşem. Eskiler, “Adam didiğining (dediğinin) elinden her iş gelmeli” derlerdi. Tabiî yoklukta yetişmenin ve onunla yoğrulmanın etkisi vardı sanırım bunda. Ondan olacak, sonra ilave ederlerdi, “İnsana her şey lazım”. Valla açık söyleyeyim, ben böyle biri olamadım ama her zaman rahatça oynayan insanlara saygı duyarım. Hele doğal şekilde ve içten türkü söyleyenlere hayran sayılırım. Neticede bu bir medeni cesaret işi, kimsenin bozkırda sağlam bir müzik veya oyun eğitimi alacak hâli yoktu ki bir zamanlar. Gerçi hâlâ var mı, o da tartışılır. Öyle mükemmel olmasına da gerek yok bence, sadece rahatsız etmesin yeter aslında. İşte aynı bizim ‘Kanatlı’ gibi böyle:
-"Yavrularım size kurban tatlı canım, ah canım canım..."
İşin özü, ne o köyler kaldı ne de o köylüler, sadece Bey Velet ölmedi yani...
‘Kanatlı’ halay başında, Bey Velet’e nakarat tutuyor yukarıda, artık böyle tempo tutan da pek kalmadı maalesef:
-"Hehehiyy..."
Yine aynı halaydan güzel bir Barak havası icrası daha:
Barak bu işte...
-"Yavrularım size kurban tatlı canım, ah canım canım..."
‘Kanatlı’ halay başında, Bey Velet’e nakarat tutuyor yukarıda, artık böyle tempo tutan da pek kalmadı maalesef:
-"Hehehiyy..."