Babam "Kanatlı", "Uğurlu Ev" derdi Dedem'den kalma üç oda bir girişten ibaret eski kerpiç evimize. "Poyraz Geçe, Şark Ev ve Garbı Oda" diye isimlendirilen o odaları unutmamız mümkün değil elbette. Bu blogda, kitaplarımızda, 'tirekili' YouTube kanalımızda, 'Barak Odası' Facebook sayfamızda çok katkısı, izi ve anısı var o kerpiç evimizin. Barak Üçlemesi, bu evde başlayıp yine bu evde bitiyor desem yeridir hani. O da dayanamadı zamanın ve değişen şartların ağırlığına, yıpratıcılığına. Barak Ovası'ndaki hemen hemen bütün kerpiç yapıların kaderine o da maruz kaldı işte. Bir demir kepçe, nihayetinde onu da yerle bir etti, bir devir daha sonlandı. Artık eski fotoğraflarda, kitaplarda ve videolarda yaşayacak inşallah, dünya döndükçe...
1 yorum:
Hayat işte... Yaşanacak ve bir yerlerde bitecek... Tüm hatıraları ile birlikte... Gelenler ve gidenler... Uzak hatıraları çağıran her iz bir gün hiç yaşanmamış gibi kaybolacak... Sonra maziye dönüp baksanda belli belirsiz hatıralar gittikçe sönükleşecek... Sonra kaybolacak... Sonra da sen gideceksin bu diyarlardan... Senin bildiğin yerlerden... Belki de birileri ucundan kenarından belli belirsiz tarif etmeye çalışacak...seni ve senden kalanları.... Heyhat o dahi seni sen olarak göremeyecek.. Seni sen olarak hiç kimse göremeyecek... Sen zaten onlar için var ile yok arası birşeydin.... Şimdi hiç bilinmemenin hatta izi bile sürülemeyen bir silüet gibi kayboldun... Sesini duyurmak isteyen fakat duyuramadığın bir gerçekliğin kıyısında ne olduğunu nerede olduğunu aramanın o bitmez tükenmez hüznünü yaşarsın... Lakin yanında hiç kimse yoktur... Bir çığlık misali karanlıkları delip çıkmak istersin ancak seni oradan kurtaracak sahip oldukların yoktur artık yanında.... Heyhat geçen geçmekte olanın peşinden koşan ömrüm... Heyhat sevdiklerim ve heyhat sevenler....
Yorum Gönder