31 Ağustos 2019

Barak Ovası'ndan Merhaba, Gaziantep'den Selamlar...


1990'dan beri hemen her yaz köye giderim. Ondan önceki yaşamım zaten neredeyse bütünüyle köyde geçti. 20 yıldır İstanbulluyum, hemen her yıl yıllık iznimin büyük bölümü yine köyümde geçer. Kısacası 30 yıldır fotoğraf ve video çekiyor, fırsat buldukça yazıyorum. Fena bir arşiv oluşmadı neticede, bir kısmını görüyorsunuz işte. Bunları ne için yazdım şimdi; hiçbir şey kolay olmuyor, elde edilemiyor da ondan. Pek kimsenin umurunda olmayabilir ama bu fotoğrafların, videoların, kitapların ve yazıların arkasında 30 yıllık bir çaba, birikim ve emek var. Arada kaynamasın, tüm bunların nasıl olup ortaya çıktığını bilmeyenler duysun ve öğrensin diye yazıyorum. Mesele cep telefonu kamerasıyla harcıâlem video çekmek değil, mevzu o kadar basit değil yani... Dr. Göksel Tiryaki


Peki, tüm o Barak ezgileri videolarını nasıl çektik; işte böyle... :)

29 Ağustos 2019

Eski Köy İsimleri, Bir Harita ve Barak Ovası

Kitaplarımız burada herkese açık...
İlk kez 2004 yılında Trabzon'a gittiğimde, Atatürk Köşkü'nde dikkatimi çekmişti. Atatürk'ün oradan Dersim Harekâtı'nı yönettiği harita diye sergileniyordu. Üzerinde Gazi'nin, sanırım kurşun kalemle işaretlediği çizimleri görülüyordu. Kocaman bir haritaydı. O zaman daha Hatay Türkiye'ye katılmamış ama bütün Türkiye neredeyse köy köy çizilip yazılmıştı bu büyük haritaya. Hâliyle hemen Barak Ovası dikkatimi çekmişti, baktım, bizim köylerin eski adlarını da öylece yazılmış görünce heyecanlanmış, hemen fotoğraf makinesine sarılmıştım. Fakat o zaman dijital fotoğraf makinem yoktu, filmli eski bir makine vardı elimde. Sonradan tap edilip hiç fotoğraf çıkmayınca hayıflanmış ve üzülmüştüm. Akabinde öylece akıp gitti zaman, unutmuştum mevzuyu. Bir akrabamın, Fikret Tiryaki'nin yolu da oraya düşmüş yenice, o da bizim taraflara dikkat kesilmiş ve bölgemizin fotoğrafını çekmiş o büyük haritadan. Sağ olsun, fotoğraflar onun ve bana yayınlamam için gönderdi.
Barak Ovası Eski Köy İsimleri Haritası
(Fotoğraf: Fikret Tiryaki)
Barak Ovası Eski Köy İsimleri Haritası
(Fotoğraf: Fikret Tiryaki)
Ortadan geçen kalınca siyah beyaz çizgi zamanındaki Bağdat Demiryolu ve Türkiye-Suriye sınırı, lütfen sınırın aşağı, Suriye tarafındaki köy isimlerine bakar mısınız; isimler neredeyse Türkiye tarafındakilerden daha Türkçe ta 1930'lu yıllarda... Suriye'de kalmış ve adı Öküzöldüren ve Eşekçi diye köyler var mesela...

Köy isimlerinde, yerel ağızda bildiğimizden bazı farklı telaffuzlara yer verilmesine ve bir kısım köylerin yer almamasına rağmen yine de çok iyi ve başarılı bir çalışma ve tarihi belge olmuş bence.

İşte Barak Ovası'nın eski köy isimleri, hem de zamanının en resmi bir haritasında...

Ayrıca aşağıda, ABD Kongre Kütaphanesi'nde bulunan ve Richard Kiepert tarafından 1908 tarihinde hazırlandığı anlaşılan bir Halep Vilayeti haritasında da bazı eski Barak köy isimleri yer almaktadır:
Barak Ovası Eski Köy İsimleri
Barak Ovası Eski Köy İsimleri

08 Ağustos 2019

Gönlün Kuşu

Gönlün Kuşu

Ürkek bir kuştur gönül
Konmaya kıyamayan
Gitmeye dayanamayan
Dolanıp duran, kararsız
Delişmen ama susuz....

Dr. Göksel Tiryaki
08.08.2019, Karkamış, Gaziantep

Gönlün Yakarışı

Hiç mahzun olma, 
Yıkılma, sızlanma... 
Asla tek değilsin, 
Ruhunda yankılanan o mahcup iç ses, 
Gönlünün içten yakarışının terennümünden başka ne olabilir? 
Bir duyan olmasa, ne diye şakısın ki öyle derinlerde... 
Gariplerin öksüz gönlündedir arşa sığmayan O kudretin tezahürü... 

Dr. Göksel Tiryaki, 27.05.2019, İstanbul.

04 Ağustos 2019

Gaziantep ve Salça

Anamın Salçası, Tarladan Dama, Güneşin Olgunlaştırdığı Bir Lezzet İksiri...
Belki içinde olmayanlar için Gaziantep mutfağı deyince, hemen baklava, lahmacun ve kebap akla geliyordur. Oysa bizim memleketin mutfağı salça üzerine kuruludur. Yalnız başına ekmeğe katık da olur, hemen her şeye de katılır, belki yakında tatlısını bile yaparlar! Genelde biber salçası sevilir ve bilinir, domates salçası daha az bilinir ve yapılır.

Anam, benim tanıdığım en iyi salça ustasıdır, olabilecek her şeyin salçasını yapar neredeyse. Bu yıl tarlaya ektikleri domates bereketli olmuş, fazla domatesleri salça yapıyor yine. Salçaları pay ettiği en az on ev var, hepsinin salçasını hâlâ kendi yapıyor tüm sevgisini içine katarak. Artık ta küçüklükten itibaren bu salçaları tükettiğimiz için midir, bilmiyorum, tarlada yetişmiş ürünlerin suyu çıkarılarak hafif bir kaynatılıp Güneşte kurutulmasıyla elde edilen bu salçalar, benim için her daim vazgeçilmez lezzet iksirleri olmuştur. Barak Ovası toprağının aromasını ve tadını alan domates ve biberlerin Güneşte olgunlaştırılan ve katılaştırılan suları enfes ve doğal salçalara dönüştürülür işte bu mevsimde. Yaşasın bütün analar...






03 Ağustos 2019

İpi Kurumuş Mu?

Eskiden, Barak Ovası'nda köylerin canlı olduğu zamanlarda hemen herkesin bostanı olurdu. Şimdi bostan sahipliği bir istisna maalesef. Bamya, âcür, hıta, kabak, kavun ve elbette karpuz en önemli bostan ürünleriydi. İşin erbapları, şöyle parmaklarıyla bir tıklatıp çıkan sese göre karpuzun olgun olup olmadığını anlardı. Bir de, "İpine bahk, ipine, gurumuş mu?" denirdi. Karpuz meyvesinin bitkisine ("tiyek" denir) tutunduğu yerde, açık yeşil renkli ipi andıran uzantılar olur. İşte olgun karpuzların "ipleri" genelde kuru olur. Karpuz ham (kelek) ise bu uzantılar yeşil ve taze olur. Keşke, insanların da böyle dışarıdan anlaşılan olgunluk emareleri olsa... :)
Karpuz ve İpi
Karpuz ve İpi
Karpuz ve İpi

02 Ağustos 2019

Son kerpiç duvar da yıkıldığında...


Ne günler gördüm, ne zamanlar geçirdim, nelere şahidim...
"Ne hardallı bayramlar gördüm"* elden ayrıksı,
Direndim gücüm yettiğince her şeyi eskiten o acımasız zamana, kavuran sıcağa, donduran ayaza, temelimi sarsan nice kışlara...
Yetemedim ama sonunda hiçbirine...
Kaldım bir başına, yapayalnız, ıpıssız, virane...
Oğullarım, kızlarım vardı benim toprağımda yetişen, pişirdiğim...
Kim bilir nerelerdeler şimdi, umduklarını buldular mı ki...
Yine de beklerim ata yurdunu tek başına, inatla...
Son kerpiç duvar da yıkıldığında, anlayacak insan,
Sağlam betonun ne denli soğuk olduğunu...

Dr. Göksel Tiryaki
02.08.2019, Karkamış, Gaziantep

*"Ne hardallı bayramlar gördük", Babam 'Kanatlı'nın bir sözüydü, nice şeyler gördük kabilinden...
Barak Ovası Çöken Kerpiç Yapılar
Barak Ovası Kerpiç Dam (Ev)
Sinlenip Sitir Olmak (Yerleşip Barınmak)...

Az da olsa tek göz eski kerpiç damlar,
Küçücük tağalar (pencereler)
Daracık odalar
Ak toprak sıvalı duvarlar
Nice nice anılarla
Hâlâ bekler Barak Ovası'nın dört bir köşesini...
Acı tatlı zoraki bir gülümseyiş,
Kendiliğinden bir içleniş eşliğinde...
Bütün o dayanıklı beton ve briketlere inat sanki...
Yalnız, yaşadıkça izi bellekte, sızısı gönülde kalır
O zahmetli zor günlerin...

Dr. Göksel Tiryaki
13.09.2019, Karkamış, Gaziantep

Mevzu, paranın çok olması veya sayıca fazla olmak mı; kimine göre öyle olabilir ama bence öyle değil. Ta Tekirdağ yeğeni iki evlat, köyde onca gösterişli kerpiç yapı birer birer çökerken Analarının sığınmak zorunda kaldığı ve Dedelerinden kalma şu mekânı kendi olanaklarıyla ve eşleriyle sıvamış, çok mutlu oldum. Hülasa, bizce mevzu duyarlılık, sergileyenlere selam ve helal olsun...

28 Temmuz 2019

Neden ve Nasıl Dağıldık, Nerelere Kadar Uzandık?

Barak Göçü ve İskânı
Günümüzde Barakların önemli kısmı, kültürel değerlerini belirli ölçüde koruyarak Gaziantep, Barak Ovası’nda yaşamaktadır. Ancak Baraklar yalnızca bu yörede yaşayanlardan ibaret değildir. Türkiye dışında yaşayan Baraklar olduğu gibi, Anadolu’nun dört bir tarafına dağılmış nice Baraklıdan her geçen gün yeni haberler alıyoruz maşallah. Peki, neden ve niye böyle oldu? İşin esası, Osmanlı’nın göç ve iskân politikalarında yatıyor sanırım. 
Büyük Barak Göçü
Baraklar, Anadolu’ya en son gelen büyük Türkmen topluluklarından biri, elbette tarihsel kaynaklar daha önce Anadolu’ya ayak basmış Baraklardan da bahsediyor. Dolayısıyla Feriz Bey öncülüğünde gelen son büyük Barak grubunun 400 yılı bulan göç ve iskân sürecinde, Anadolu’nun pek çok noktasına dağılmalar olması muhtemel görünüyor. Nitekim aşağıdaki tahmini göç ve iskân güzergâhları haritaları özellikle adı geçen bölgelerde ve illerde Barakların varlığına ilişkin birer karine sayılabilir. Bütün bu göçler ve tekrar tekrar iskâna tabi tutulmaları düşündüğümüzde, Barakların tam olarak yerleşik düzene geçmesinin yaklaşık son 200 yılda olduğu neticesine ulaşmak mümkün. Elbette Baraklar arasında daha önce veya daha sonra yerleşik düzene geçen aile ve oymaklar olabilir ama, hem tarihsel gelişmeler hem de sözlü kültüre dayalı eserler Barakların uzun süre göçebe yaşadığını gösteriyor. Kısacası Barakların yaklaşık 400 yıllık Anadolu macerasının yarısının göçle ve iskâna tabi tutulmakla geçtiğini söylemek abartılı olmaz. Haliyle tüm bu süre boyunca, farklı gerekçe ve sebepler ile büyük ve ana kafileden kopup Anadolu’nun dört bir yanına dağılmış Baraklar söz konusu olabilir. Nitekim Anadolu’nun pek çok noktasında kendini Barak kabul eden pek çok akrabamız da bu durumu teyit etmektedir aslında. Yalnız bu nokta itibarıyla bir hususu ayrıca zikretmek gerekiyor. Sanırım Anadolu’daki çoğu Barak kökenli için Osmanlı’nın Halep Vilayeti’ne dağılmış Türkmenlerin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Zira bu coğrafya Barakların çoğu için ortak bir geçmişi ve aidiyeti temsil ediyor diye düşünüyorum.
Barakların Rakka (Culab) İskânı

Konuya ilişkin bazı çizimlerimi ve haritaları aşağıda paylaşıyorum. Buradaki bilgiler kesindir diye bir iddiamız yoktur, çoğu sözlü kültüre veya tahmine dayalı bilgiler bunlar, her türlü karşı ve destekler görüşe açık olduğumuzu ayrıca belirtmek isterim.
Barakların Dağılışı

Şunu da ilave etmek isterim, geçmişte büyük oranda hep bir toprak arayışı içinde ömür tüketmiş Baraklar için belki hiçbir dönem toprağına tutunmak ve yurt edinmek kolay olmamıştır. Fakat atalarımız nihayetinde bu topraklara tutunmanın da ötesine geçerek isimlerini yaşadıkları coğrafyaya verebilmişlerdir. Bu nedenle hem onları rahmetle yâd etmenin, hem de kızıl renkli topraklarımızın kıymetini bilmenin önemli olduğu kanısındayım.
Halep Türkmenleri Haritası
Elbette bütün bunlar, Baraklar olarak büyük bir aile olduğumuza açık bir vurgudur da.

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...