13 Mart 2015

Balaban Köyü İlkokulu

Balaban Köyü İlkokul Binası (2016)
Bir zamanlar böyle bir okul vardı köyümüzde, şimdi sadece binası ve müştemilatı kaldı. 90'lı yılların sonuna doğru, 8 yıllık zorunlu eğitimle birlikte taşımalı eğitime geçilmesi, zaten az sayıda öğrencisi olan Okulun öğretim hayatını bitirdi. Ama hâlâ güzel bir binadır. Bizim gibi kerpiç evlerde doğmuş insanlar için betona, kiremide, tuğlaya, kendi çapında modern mimarinin izine tanıklık ettiğimiz ilk yapılardan biri desek abartmış olmayız. Düz dam geleneği dışında başka yapıya pek şahitlik etmemiş bir yörenin insanları için çatılı bir bina başlı başına ilginç bir görüntüydü vakti zamanında. Fakat her şeyden önce, Devletin Anadolu bozkırında, küçük bir köyde, ta o zamanlar bile eğitimi ihmal etmemiş olması, Ülke ve Cumhuriyet adına bence önemli bir başarı ve ümit göstergesiydi. Bizim için ise bu Okul, tüm eksikliklerine rağmen en azından kitabın, defterin, okumanın ve yazmanın ilk ocağı ve temeli oldu.
(Gaziantep/Karkamış/Balaban Köyü/1982-1983 Eğitim Yılı)
Pencerelerden görülen içerideki sobanın borusu ve cam
kenarlarındaki teneke saksılar hoş birer detay olmuş...

(Gaziantep/Karkamış/Balaban Köyü/1982-1983 Eğitim Yılı)
Resim dersi, 'dışarı' demekti çoğu zaman, o anlardan birisi.
Arkada Okulun binası ve köy 'şahitlik' etmiş bu derse...
Beş sınıfın da tek öğretmenle aynı mekânda eğitim yaptığı ve ortasında bir sobanın yer aldığı kocaman bir salon Okulun ana iskelesiydi. Girişteki holün açıldığı bu geniş salon haricinde, bir de kapısında 'müdür odası' tabelasının yer aldığı küçük bir oda daha vardı ama o odanın ne müdür ne de başka birine makam olduğunu hiç görülmemiştir. Sadece, harita, maket, fiş gibi öğrenim gereçleri ve varsa kırtasiye malzemelerinin tutulduğu bir depo gibiydi.

İşte bu Okulun, toplam 18 öğrenci ile belki de en kalabalık olduğu zamanlardan biri 1982-1983 dönemiydi. İki ayrı öğretmenle geçen bir eğitim yılı olmuştu; önce Şenel öğretmen, sonra da Talat öğretmen...

Aslında köy okulları da, köy öğretmenleri de köydeki herkes için görüldüğünden çok daha fazla şeylerdir. Umarım bir gün herkes anlar bunu...

(Gaziantep/Karkamış/Balaban Köyü/1974-1975 Eğitim Yılı)
Ayaktakilerden sağdan üçüncü Tuncer Ağabeyim...
(Fotoğraf: Cevdet Tiryaki)
(Gaziantep/Karkamış/Balaban Köyü/1985-1986 Eğitim Yılı)
İlkokul dörtteyim...
(Fotoğraf: Yılmaz Tiryaki)

1 yorum:

Tercan Tiryaki dedi ki...

Caner mi Kubilay mı korkutmuştu beni, Memet hoca sert, şöyle böyle diye. Okul korkusu aşıladıladılar bana, belki de Tuncer, hatırlamıyorum, ama suçlu Aileden biri.

Okula başlangıç günü bir çocuk için hayata başlangıç gibidir, evden ayrılma, sorumluluk ve başarılı olamama korkusu. 2nci sınıfta Kersendaştan Hüseyin hoca üçten sonra Müslüm Hoca geldi.

Bu okul ve köye katkısı biryerlere not edilecekse, kalacaksa hatırat, Müslüm Hocanın hakkı yenemez, büyük dirayet sahibiydi, aydındı, Allah Razı Olsun. Annelerimize okuma öğretti 80 döneminde.

Sonradan bizim Kanimeleri okutan bir bayan geldi (şenel olabilir), mutlaka kızları okutun diye yalvardı köye, dinleyemedik, geçen hayatı ikame edemiyorsunuz. Keşke böyle öğretmenler her köye gelse, keşke bunlar birer deniz feneri gibi ışısa köylerde. Hiç biri boşa gitmeyen çabalarla, güzel hayatlar için birer ışık olsa, köykızlarının hayatına ve köy çocuklarının geleceğine, ne büyük zenginlik olur. Bu hoş sadaya katkısı olanlara minnetle,hürmetle...

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...