04 Mart 2015

"Dedem damda yatmış, ağalık etmiş adam"

Bayram biraz da hasbihâl demek. 2004 yılının Kasım'ında bir Bayram günü, vakit ikindiyi geçmiş, artık akşama doğru. Rahmetli Dedemin 'Oda'sının önünde sandalyeler çekilmiş, Bayram ziyaretleri eşliğinde hâl hatır sormalar ve akabinde yine eski zamanlara dair sohbetler. Bu sefer başrolde, Barak'da gördüğüm en candan aşiret adamlarından, güzel insan Sinsileli (Soylu Köyü) merhum Halil GÜZEL Enişte var. Çoğu güzel adam gibi o da erkenden gitti, 2009 yılında. Mevzu, dinleyenlerde hep bir tebessüm, bazen de kahkaha uyandıran türden. Olayın esası; rahmetli Eniştemizin dedesinin, köyündeki çok varlıklı bir ağaya özenmesidir.

Bizim coğrafyanın yaz geceleri sıcak olur, bu nedenle insanlar geceyi açık havada, çoğu zaman evlerinin damında, geçirir. Geceyi damda geçirmek, eğer hava çok durgun değilse güzeldir de. Fakat damda gündüz güneşine doğrudan maruz kalmak ise hiç hoş değildir. Yaz günü kuvvetli yakar, bunaltır. Bu nedenle bazıları evlerinin damına gölgelik yaparlar ki, sabah güneşi rahatsız etmesin, güneş doğduktan sonra, bir süre daha açık havada yatabilsinler. İşte bu 'anekdot'ta, evinin damında gölgeliği olan varlıklı bir adama (Ragıp Ağa) öykünmeye çalışan bir ağa adayının bir hayli komik durumu 'Barak Ağzı' ile anlatılıyor. En iyi özeti, sözün başında merhum Halil Enişte yapıyor: "Dedem damda yatmış, ağalık etmiş adam!" 

Görüntünün sağ köşesindeki de rahmetli Babam...  

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Tercan TİRYAKİ:

Erken ayrılanlar, sohbeti güzel olanlar oluyor nedense. Candan bir akraba, şen ve güleryüzlü aşiret ve cemaat adamı, akrabalığını sevdiğimiz adam oldu Halil...

6 Aralık 2013, 20:28

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...