24 Kasım 2015

Müslüm Hoca

1970'li yılların sonu, Müslüm Hoca ve talebeleri, bizim
aileden tam dört kişi var burada; Güher ve Ganime
ablalarım, Tercan ve Mahmut ağabeylerim...
Ben yetişemedim ona, ama "Seydimen'in bir kuşağının neredeyse tamamına, Balaban Köyü İlkokulu'nda, öğretmenlik yaptı" denilse, yeridir hani. Sadece öğrencilerine mi? Köyde kaç yetişkini defter ve kalem ile tanıştırdı, Allah bilir. Yalnızca eğitim mi? Ahali için bir öğretmenin çok ötesine geçmişti, eli türlü işe yatkın Müslüm Hoca. Bizim o eski kerpiç evin önündeki beton sekiyi Müslüm Hoca'nın o güç koşullarda yaptığı, hâlâ bir minnet duygusu ile anlatılır mesela. Anadolu'nun kara bahtını bir nebze ışıldatan tüm öğretmenler, o güç şartlarda giriştikleri bu yüce görev nedeniyle ne kadar hürmetle yâd edilse azdır sanırım. Onlar her zaman herkes üzerinde başarılı olamamış olabilirler, imkânları ve donanımları eksik kalmış olabilir, ama umudun canlı birer delili ve parıltısı olarak, çorak toprakların en azından bazı çocuklarına tam bir fener oldular. Bugün dahi Müslüm Hoca gibi özverili öğretmenler, çıkışın, ancak dünyada herkes ile her alanda rekabet edebilecek genç nesillere, sağlam bir eğitim ile mümkün olduğunun açık birer kanıtı gibidir.

Başka çare yok; öğrenip öğretip üreteceğiz, mümkünse yeni şeyler.

Belki ileride mevzu ve mesele daha net anlaşılacak ama köy okullarının kapatılması bu ülke ve toplum için hiç iyi olmamıştır. Zira köy öğretmenleri, sadece öğretmenlik yapmaları bile ziyadesiyle kafi olmakla birlikte, yalnızca birer öğretmen değildi işte orada yaşayanlar için... 

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...